Bundan sonra belli aralarla ya da elime geldikçe Üniversitelerin farklı bölümleri farklı fakülteleri hakkında bizzat o bölümlerde okumuş öğrencilerden değerlendirmeleri sizlerle paylaşacağım. Bu üniversiteye hazırlanan öğrenciler için, okuyanlar için ve aileler için önemli bir kaynak olacak umudunu taşıyorum.Buna benzer değerlendirme göndermek isteyen arkadaşlar istehendekistedewe@gmail.com adresine bu ve ya benzer formatta yollayabilir.
Aydan arkadaşım beni kırmadı ve tüm okuyucularımız için kendisininde hem öğrencisi olduğu hem taze yüksek lisansı bitiren bir akademisyen adayı olarak bizlere sunduğu tespitler için teşekkür ederim. Ben kendimce önemli olanları renklendirmekten başka bir editörlük yapma gereği bulmadım. Her şeyi son derece sade ve net dile getirmiş kendisi zaten.
Üniversitede okuduğunuz
dönem ve yıllar:
2004-2008 Lisans, 2008-2011 Yüksek Lisans.
Hangi üniversite ve
hangi bölüm?
GAZİ ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ
HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM BÖLÜMÜ
Üniversitenizin
beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yönleri:
Gazi Üniversitesi, Başkentimiz Ankara’da ve benim yaşadığım
şehirde olması sebebiyle benim için artıları fazla olan bir üniversite. Ne de olsa
sloganında “Gazili olmak ayrıcalıktır” deniyor. Ben de bu ayrıcalığa sahip
olduğumu düşünüyorum. Diğer yandan bu üniversitenin öğrencilerinin birçok insan
tarafından “kavgacı, aşırı milliyetçi, eğitimi yeterli seviyesi değil” diye
olumsuz eleştiriler ve bakış açıları olsa da Gazi Üniversitesi’nin her geçen
gün -teknolojik anlamda ve eğitim anlamında- kendini yenileyen ve geliştiren
bir okul olarak görüyorum. Üniversiteme İletişim Fakültesi açısından bakarsam
da, 2004’te ÖSS tercihlerimde 3. olarak Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nü
tercih etmiştim. Ankara’da yaşıyordum fakat bu okulu daha önceden görüp tanımış
mıydım? Hayır. Emek’te kendi halinde bir fakülteydi. Beşevler kampusünden uzak,
bizim olan, yemyeşil bahçesinde güzel anılarımız olan bizim fakültemiz. Zaten
bana göre fakültemizin en güzel yanlarından biri, Beşevler kampusünün
yoğunluğundan uzak olması ve yemyeşil bize ait olan sevimli bir bahçesinin
olması. İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Gazetecilik, Radyo,
Televizyon ve Sinema bölümlerini içinde barındıran bir fakülte. 2004 yılında da
en çalışkan öğrencilerin benim bölümümde olması da bana ayrı bir gurur
vermiştir. İster istemez kendinizi farklı bir konumda görüyorsunuz, bu bir
gerçek.
Üniversiteden size
fayda sağlayan ve yeni şeyler öğrenmenize faydalı hocalar ve akademisyenler:
Okulumuzda teorik bilgi veren hocalarımız daha çok. Pratik
bilgi veren hocalarımızın sayısı da epey az. Zaten pratik bilgi verilebilmesi
için alandan hocaların gelmesi gerekiyor. Bu konuda haber yazma teknikleri
dersi veren hocamız ile reklamcılık dersi veren hocamızın bize katkıları çok
fazla.
Üniversiteyi kazanmadan
önce bu bölümle ilgili bilginizin olup olmadığı:
Dershanedeki rehberlik hocamızın beni yönlendirmesiyle bu
bölümü tercih ettim. Aslında aklımda her zaman Resim Öğretmeni olmak vardı. Ama
1 yıl önce Özel Yetenek sınavına girmiştim ve kazanamamıştım. “Torpilsiz olmaz,
mutlaka sınavına girdiğin okulun hocasından ders alıp para ödeyeceksin”
dediler. “Daha küçük şehirlerde torpil pek olmaz, başka şehirleri düşün” dediler.
O düşüncem kaldı. Bir daha Özel Yetenek sınavına girmedim. Zaman kaybetmeden
üniversiteyi kazanmak istiyordum. Dershanedeyken coğrafyaya ilgim arttı. “Tamam”
dedim, “coğrafya okuyacağım”. Dördüncü tercihim Ankara Üniversitesi Dil Tarih
Coğrafya Fakültesi’nde Coğrafya Bölüm’üydü, ama iyi ki 3. tercihim olmuş.
Coğrafya okusaydım bunun formasyonu var, Kpss’den 80-90 alması var, atama
beklemesi var, var da var…
Neden bu bölümü seçtim? Dershanedeki
Rehberlik öğretmenim benim Türk Dili ve Edebiyatında iyi olduğumu, insan
ilişkilerinde başarılı olduğumu, iş imkânlarının da iyi olduğunu söyledi. Ama
benim için önemli olan, okuyacağım üniversitenin yaşadığım şehirde olmasıydı.
7 tercih yapmıştım, bunlardan en sonuncusu Akdeniz Üniversitesi’ydi, fakat ilk
tercihlerimin olacağına emindim. Tercih aşamasında ise, internetten kapsamlı bir
araştırma yaparak seçtiğim bölümlerde ne öğretildiği ve mezun olduktan sonra
hangi işlerde çalışılabileceği konusunda bilgi sahibi olarak tercihlerimi emin
bir şekilde yaptım. Okuduğum bölüm benim
için sürpriz olmadı.
Bu bölüme gidecek
arkadaşlara gitmeden önce, bölümü kazanıp okurken ve bitirdikten sonraki
tavsiyeleriniz:
Gerçekten ne istediklerine emin olsunlar. Bölümü kazanıp
okurken olumlu düşünüp hangi alanda sivrilmek istediklerine karar versinler ve
o yolda ilerlesinler. Bizim bir hocamız
vardı, öğrenci psikolojisinin şöyle olduğunu söylerdi: 1. sınıf RTS öğrencisinin
ilk yılki düşüncesi “ben film yönetmeni olacağım”, 2. sınıfta “senarist
olacağım”, 3. sınıfta “kameraman bile olurum”, “4. sınıfta “iş bulabilecek
miyiz acaba?” şeklindedir. Ve acı gerçek bizi de buldu. Dördüncü sınıfta
bizi de bazı endişeler sardı, ben de dahil birçok arkadaşım daha iyi bir
geleceğe sahip olma umuduyla yüksek lisansa başladık. Fakültemizdeki arkadaşların büyük bir kısmı da “devlete kapağı atalım da
düzenimizi kuralım” düşüncesiyle “polis” oldular ve polis olan arkadaşlarımın
hepsi de şu an evli. Benim hayalimde akademisyen olarak çalışmak, lisans ve
yüksek lisans öğrenimim boyunca edindiğim bilgi tecrübeleri başka insanlara
aktarma düşüncesi var. Akademisyen olmak hayali olanlar da 26-27 yaşından önce
evlenip düzenini kuramıyor. İyi bir meslek sahibi olmak istiyorsanız
İngilizce’nizin çok iyi olması gerekiyor. Ne yapın edin Kpds ve Üds’den en az
65 almaya çalışın. Devlet memuru olmak istiyorsanız da çift yıllarda (2012,
2014…) gerçekleştirilen Kpss’den 80 ve üzeri puan almaya bakın. İyi bir kariyer
hedefiniz varsa, üniversiteyi bitirseniz bile mutlaka sınavlardan (ALES, ÜDS,
KPDS, KPSS) yüksek notlar almanız gerektiğini unutmayın.
Diğer yandan halkla ilişkiler, disiplinler arası bir alan
olması sebebiyle sosyoloji, psikoloji, antropoloji, siyaset gibi alanlarda
temel bilgilere sahip olmayı gerekiyor. Bu dersler de lisans eğitimi boyunca
öğrencilere veriliyor. Mümkün olduğunca bilgi almak için çaba sarf edin.
Öğretmenlerinizin verdiği tarihsel araştırma ödevleri size külfet ve gereksiz
olarak gelmesin. Bu okuldan donanımlı bir şekilde çıkmanın en önemli yolu, size
sunulan bütün imkânları değerlendirin. Üniversite yılları göz açıp kapayıncaya
kadar çabuk geçiyor. Lisans not ortalamanızı da yüksek tutmaya bakın,
akademik alanda yükselmek istiyorsanız lisans not ortalamanız çok önemli.
Hangi iş alanlarına ve
hangi kurumlarda çalışabilecekleri:
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Uzmanı olmanız için yüksek lisans
yapmanız gerekiyor. Lisansı bitirdikten sonra sadece Halkla İlişkiler ve
Tanıtım mezunu olarak anılıyorsunuz. Devlet kurumlarında çalışılabileceği gibi
özel sektörde de iş imkanları var. Yalnız “Halkla İlişkiler” kavramı Türkiye’de
anlamı tam olarak bilinen ve doğru uygulanan bir meslek olmadığı için bu
kavramın yalan yanlış kullanılması bizim için bir hayal kırıklığı yaratıyor.
Halkla ilişkiler, işletme ile hedef kitle arasındaki karşılıklı ilişkileri
kurmayı, geliştirmeyi ve sürdürmeyi sağlayan ayrıcalıklı bir yönetim fonksiyonu
olarak değerlendirildiğinde, çoğu kişinin ve firmanın bu meslek konusunda bilgi
eksikliği olduğu ortaya çıkıyor. Halkla ilişkiler, müşteri karşılamak, bir malı
veya hizmeti zorla sattırmak ve sekreterlik değil. Bunun ayrımının bilinmesi
gerekiyor. Halkla ilişkilerin, bir kurum ile ilgili olumlu imaj yaratılması,
kurumun imajının halk gözünde olumlu hale getirilmesi –ve bir hayli zor olsa
da- kurumun aksayan yönlerinin iyileştirilmesi yönünde bazı çabalara girilmesi
işi olduğu birçok insan tarafından bilinmiyor.
Bölümün size
kazandırdığı formasyonlar:
Bölüm bana teorik ve pratik anlamda birçok şey kazandırdı. En
önemlisi, fakültemizde 2 yıl muhabirlik, 1 yıl da grafikerlik görevlerinde
aktif olarak çalışmamın bana çok şey kattığını söyleyebilirim. Zaten öğrendiklerinizi ve yaratıcılığınızı bir
şekilde gösterme arayışına giriyorsunuz. Aktif bir öğrencilik hayatı geçirdiğim
için çok mutluyum ve gururluyum. Sınavlarıma günü gününe çalışarak, ödevlerimi
zamanında yaparak ve uygulama ödevlerini en iyi şekilde hazırlayarak
öğretmenlerimin gözündeki yerin farklı olduğunu düşünmüşümdür.
Bu bölümü okumuş ya da
okuyor olmasaydınız hangi bölümü seçerdiniz?
Resme daha çok ağırlık verip Resim Öğretmenliği Bölümü’nü
seçerdim. Ama yine de iyi ki bu bölümü seçmişim diyorum.
Sonuç olarak bölümün
eksik yönleri ve artıları nelerdir?
Eksik yönleri (Genel olarak iletişim fakültesi olarak
bakılırsa):
-
Teorik bilginin
fazlaca verilmesinin yanında, pratiğe de önem verilmesi gerekiyor.
-
Üçüncü sınıfta zorunlu
olması gereken staj, öğrencinin isteğine bırakılıyor. Ancak yaz döneminde kendi
çabalarımızla bulduğumuz bir kuruluşta staj yapabiliyoruz. Kimimiz iyi bir
yerden torpil bulup iyi bir kurumda staj yaparken kimimiz daha küçük yerlerde işi
öğreneyim diye ayak işlerini bile yaparak kısa zamanlı staj yapabiliyor. Oysa
staj zorunlu olsa ve ileride orada çalışabileceğimiz düşüncesiyle okul bize
staj yeri ayarlasa geleceğe daha umutla bakan gençler yetişecektir diye
düşünüyorum.
Artıları :
-
Profesör Öğretim
Üyelerimizin sayısı fazla, engin bilgilerinden faydalanabiliyoruz.
-
Alandan gelen
hocalarımız bize pratik anlamda çok şey öğretiyor. Fakültemizde aylık veya
haftalık gazeteler yayımlanıyor, reklam atölyesinde çeşitli çalışmalar
yapılıyor ve öğrenciler aktif olarak görev alıyor. Fakültemiz Emek’te olduğu
için Beşevler kampusünün kargaşasından, kalabalığından uzaktayız ve bu
fakültede iletişimin hakkı veriliyor denibilir.
Yazan:Aydan Başçalışkan iletişim: aydanbascaliskan@gmail.com



