1. Gün
Eylem’e katılan toplam eylemcinin sadece %5’i halktı. Ve bu oran neredeyse her
gün değişik kişilerle hep aynı kaldı.
2. Gün
ise bu eyleme destekçi gibi görünmek isteyen Parti Üyeleri (CHP, TKP, İşçi Partisi,
Halk evleri), Siyasi Öğrenci Kollektifleri, bir miktar Provakatör ve meraklı
halk oradaydı.
3. Gün
birinci ve ikinci günün birleşmesi kadar kişi ve eylemciyi bir araya getirdi.
Ayrıca yerli ve yabancı ajanlar bu kargaşada yerini almış oldu.
4. Gün
İlkokul öğrencileri, Lise öğrencileri, Üniversite öğrencileri, özel banka
çalışanları, basın, sanatçılar (Oyuncu, şarkıcı, yazar, çizer)
5. Gün
ile üçüncü gün neredeyse aynı eylemciler ortalıktaydı.
6. Gün parti üyeleri çekilirken yerini meraklı ve
heyecanlı öğrencilere bıraktı.
7. Gün
artık yorulan provakatörler ve Siyasi Öğrenci Kollektiflerinin günüydü.
8. Gün
farklı öğrenci grupları varken
9. Gün
ortalıkta üç-beş çapuling
10. Gün
ise buralara neler olmuş diyen meraklı Halk, eylemi bile ekmek parasına çeviren
İşportacılar, olan yine kendilerine olan emekçi temizlik görevlileri, şaşkın
emekliler ve yüreğine su serpilen ev hanımlarının günüydü.
Meydandakiler kimdi diye bir soru sorulduğunda genel manada
“İŞSİZLER” denilebilir aslında. Çünkü Kamu ya da özel sektör çalışanının eyleme
katılma gibi bir ihtimali pek yok. Emekliler ve ev hanımlarının meydanlarda
olmadığı da pek açık. Bu İŞSİZLER tabirimin içeriği çoğunlukla ÖĞRENCİLER.
İŞSİZ OLMA İHTİMALLERİ YÜKSEK OLAN ÖĞRENCİLER.
HALK OLARAK:
DENGESİZİZ! EYLEMİ BİR ANDA ŞENLİĞE ÇEVİREBİLİRKEN HER ŞEYİN
BOKUNU DA ÇIKARMA POTANSİYELİMİZ OLDUĞU APAÇIK BİR GERÇEK. ORJİNAL EYLEM VE
PROTESTO GELENEĞİMİZ HENÜZ YOK. BÖYLE BİR ŞEYİN OLUŞMASI İÇİN HALA ZAMANA
İHTİYAÇ VAR.
AVM GENÇLİĞİ AVM’ye
KARŞI:
Polis Biber gazı yerine Burger King sosu kullansaydı AVM
GENÇLİĞİ AVM’ye KARŞI gibi görünsede meydanlardan AVM’ye koşardı. İki ağaç için
ormanı yok eden vandallar görmezdik bizde.
EMEKÇİLERİN HAKKINI
KORUYAN KAPİTALİSTLER:
Mehmet Ali Alabora’nın Banka
reklamlarından köşeyi dönerken emekçilerin, gezi parkı eylemcilerinin hakkını
savunma mücadelesi ne ironik! Keza Okan Bayülgen gibi her tür kapitalist ve
tüketim reklamında sesini kullanan, yıllarca gençliğe popüler kültürün bel
altından seslenen bir adamın Che’cilik oynama merakını Tweetırdan lanse etmesi
ne trajikomik bir durumdur!
GENÇLER, ÖĞRENCİLER:
Bir darbeye veya bir
devrime şahit olmamış ve bunun sonuçları hakkında ufacık bir bilgisi olmayan
gençler “ TEK YOL DEVRİM” , “ HUZUR İSYAN’DA” sloganlarına çok çabuk
kapılabiliyor. Onlara “KAMU SPOTLARINDA” Suriye’de olan biteni çok işlevsel
olarak anlatmak gerekiyor sanırım. İki ağaç için eylem yaptıklarını
söyleyenler, yüzbinlerin ölümünde niye bu kadar birlik olamadı. Tüm suç enerji
içeceklerinin mi?
BİLİŞİM PSİKOLOJİSİ
VE BİLİŞİM OKURYAZARLIĞI:
Bilişim Psikoloji diye bir terimi ilk kez
ben söylüyorum ama Bilişim okuryazarlığı ile iligli ne doğru düzgün bir çalışma
ne işe yarayacak bir eğitim planı var ortada. OKULLARDA SOSYAL MEDYA DERSLERİ
BİLİŞİM OKURYAZARLIĞI İÇİNDE VERİLMESİ ŞARTTIR.Bilişim öğretmeni alımı yapmayan
Milli Eğitim bunları öğretmen olarak alsa bile bir şey değişmez çünkü
üniversitelerde ki öğretim üyelerinin sosyal medya ve genlik ile aralarında
uçurumlar var. Onlar yalandan TÜBİTAK projeleri ile keselerini doldurmaya devam
etsin.
ANA AKIM MEDYA NE YAPTI
NE YAPMADI:
Meyda gezi parkı
olaylarında olan biteni göstermediği gerekçesi ile suçlandı. Bir iki televizyon
kanalı hatta genel anlamda bir kanal (halk tv) olayların akışını taraflı ya da
yanlı verdi diye de eleştirildi. Herkes hükümet yüzünden medyanın sessiz
kaldığını, bir baskı sonucu medyanın susturulduğu düşüncesinde. Bence olay bu
kadar basit değil. Ana akım medyanın
tarihi medya patronlarının devrimleriyle doludur. bu açıdan ana akım medya
susturulmadı ya da olayların görüntülemeleri engellenmedi. asıl gerçek meyda
bilerek ve isteyerek sustu. ki bu yüzden olayların veri akışı sosyal medya
üzerinden cereyan etmek zorunda kaldı. sessizliğin nasıl bir silah olarak
kullanılabileceğini gösterdi. ortada bir suç varsa onu kendisi yerine yansıması
olan sosyal medyaya yaptırdı. sosyal medya’da bulunan klavye devrimcileri ve
tweeter çapulingleri bilgi kirliliği ile ortalığı karıştırdı. ana akım medya
sahipleri ise bu duruma daha çok sevindi. onların yapmak istediklerini sosyal
medya daha güçlü bir şekilde yaptı ve suçu üstüne aldı. bu açıdan zafer sosyal
medyanın değil ana akım medyanındır.
ANNELER VE BABALAR
ÇOCUĞUNUZ DERSANEYE DEĞİL EYLEME GİTMEK İSTİYOR:
BU OLAYLARDA SİZİN
PAYINIZ DA BÜYÜK! Birçok öğrenci, genç gerçek hayatta var olacak bir alan
bulamadığı için sosyal medyada var olmaya çalışıyor. GERÇEK HAYATTA TAKİP
EDİLMEYEN GENÇLER TWEETER’DA “BENİ TAKİP EDİN LÜTFEN” diyor aslında. Bir yere
bağlanmak, bir aidiyetin içinde varlığını hissetmek/hissettirmek istiyor. Ailelerin çocukları ile birlikte tekrar
öğrenci olmaları gerek. Dersaneye gidiyorum diye çıkıp eylemlere katılan
öğrenciler o kadar çok ki belkide eylemlerin önemli bir kısmını onlar
oluşturuyor. Bir de dersaneye gitmeyen gençler…
ÜNİVERSİTELER VE
EĞİTİM KURUMLARI:
Kimi üniversitelerin bu olaylara destek verdiği bile
söylenebilir. Bu Üniversiteler içinde özgür-açık platformların eksikliğinden
kaynaklandığı gibi öğrencileri bilgilendirici her hangi bir program
yürütülmemesinden de kaynaklanmaktadır. BAZI ÜNİVERSİTELER ALENEN BİRİLERİNİN
UŞAKLIĞINI YAPARKEN ÖĞRENCİLERİ YEM OLARAK KULLANMAKTADIR.
DİL VE KÜLTÜR
FESTİVALİ GÜME GİTTİ:
Gülen Hareketi olarak bilinen hizmet aktiviteleri Gezi Parkı
olayları ile es geçildi. Aslında aynı zaman dilimine denk geliyor olması bir
tesadüf olamaz gibi geliyor ama hayırlısı. Özellikle İZMİR’de Körfez
dersanesine ve Asya Finans’a yapılan saldırılar, Ankara’da Halk ve Ziraat
bankası dışında diğer özel banklara zarar verilmemiş olması ister istemez
insanın aklına farklı senaryolar getirmiyor değil.Bu açıdan eylemin her ilde
farklı cereyan ettiğini ve o şehrin dinamikleri ile beslendiğini görmezden
gelmeyelim. Gezi parkı ve sonrasında ki olaylar gençliğinde kendi içinde
başkalaşım geçirdiğinin resmidir. BENCE
BU KADAR GENÇ NÜFUSA SAHİP BİR HÜKÜMETİN KOLAY KOLAY UYUMAMASI GEREKİR. ÇÜNKÜ
GENÇ NÜFUS İNSANIN UYKUSUNU KAÇIRACAK DENLİ FARKLI GELECEKLERİN EMARESİDİR.
ARAŞTIRMA KURUMLARI,
BANKALAR, ÖĞRETİM ÜYELERİ: ARAŞTIRMA KURUMLARI DIŞ KAYNAKLI KURUMLARA
YANLIŞ BİLGİLER SUNDUĞU GİBİ, BAZI BANKALAR SIRF DAHA FAZLA PARA VE MÜŞTERİ
KAYBETMEMEK İÇİN BU OLAYLARA DESTEK VERDİ. (GARANTİ BANKASI GİBİ) Kimi
televizyonlarda çıkan Kadir has ve Bilgi üniversitesi sosyalbilimcileri ise
olayı kendilerince yorumlamaktan vazgeçmedi. Ki NTV ‘de bu bir liderin olmadığı,
kendi kendine örgütlenen bir olay olduğunu öne sürdüler. Oysaki bu tür
eylemlerin bir lideri zaten olmaz. Birden fazla başlı bir yapılanmanın
yansımalarını izledik çünkü hep beraber. Biraz veri analizi ve veri madenciliği
ile ilgili olanlar zaten Facebook ve Tweeter gibi yerlerin büyük bir sosyolojik
veri kaynağı olduğunu bilirler. Ki bunları kullanan Türk gençliğinin neyle gaza
geleceği, neye gülüp neye ağlayacağı birçok analiz şirketi ve sosya medya
manipülatörleri tarafından az çok çözülmüştür.
GEZİ PARKI
PLATFORMUNUN İLGİNÇ LİSTESİ: BU LİSTEYİ HALK MI HAZIRLADI? TABİ Kİ HAYIR.
BU LİSTE KİMİN İŞİ? ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ, HAVAALANI ve ENERJİ SANTRALLERİ yapılmasın
deniyor.
ALMANYA YENİ HAVA ALANI YAPMAMIZI İSTEMEZKEN ( Aylar
öncesinde Türk hava yollarını itibarsızlaştırma haberleri gündeme geliyorken)
İNGİLTERE BOĞAZ İSTANBUL’A KARŞI ÇIKARKEN ( Çevreci
örgütlerin bir çoğunu İngiltere destekliyorken)
YUNANİSTAN, İRAN, SURİYE KOMŞUDA KARIŞIKLIK VARKEN BİZE NE
DÜŞER HESABI GÜDERKEN
AVRUPA’NIN HEMEN HEMEN HEPSİ ENERJİ SANTRALLERİNİ KURMAMIZI
İSTEMEZKEN ( Hem kendi hemde başka ülkelere enerji sağlayacak yapılar kurulmak
isteniyorken)
SANATÇI KESİM:
69 kuşağına meraklı ne kadar çakma hippi varmış onu gördük.
Çiçek çocuğunu imaj olarak takınan oyuncuları izledik. O zaman adama sorarlar;
Hepsinin en az iki
tane otomobili vardır. Üçüncü köprü istemezler ama lüks araçlarından
vazeçmezler. Rahatlarından da feragat etmezler.
Hemen hemen hepsi tüketici olmayı teşvik edici (Film, dizi,
konser, reklam…) projelerin içinde yer alırlar ve enerjinin en fazla
kullanıldığı sektörlerde çalışırlar. Hem halkı fazla tüketmeye, fazla
konuşmaya, fazla yemeye-içmeye-izlemeye davet ederler hem de enerji santralleri
yapılmasın derler. Al bir kaya nerene dayarsan daya durumu…
Hiçbiri bir şehirden diğerine toplu taşıma araçları, tren,
otobüs kullanmayıp uçaktan vazgeçmezler ve o kıymetli kıçlarının business
koltuklara layık olduğunu düşünürler. UÇAK SEVİCİ olmalarına rağmen havaalanı
istemezler.
Söyledikleri sözler ve istedikleri talepler kendilerinin
değil birilerinin onlara gösterdiği şeydir. Halkın içinde bile oyunculuklarına
devam ederler. KENDİ ÇALAR KENDİ OYNARLAR…
HÜKÜMETE DÜŞEN:
yapılacak her türlü
proje daha açıklayıcı ve soru işaretlerini yok edici şekilde açıklanmalı.
betonlaşmayı önlemeli ve büyük projelere dikkatli adımlar atmalı.
bu olayı ne çok büyütmeli ne de çok küçümsemeli.
öğrencilerin üzerinde ki bu gereksiz sınav yükü biraz
hafifletilmeli ve acilen ders içerikleri eğlenceli hale getirilmeli. öğretmen
ve aileleri devreye sokacak yöntemler bulmalı.
fatih projesi’ne farklı eğitsel yönler ve içerikler
eklenmeli. ya da fatih projesinin genel
anlamda bir işe yaramayacağı tekrar gözden geçirilmeli
dersaneler şehir merkezlerinden farklı bir bölgeye taşınmalı
(özellikle kızılay’da ki dersaneler- dersane öğrencilerinin eylemlerle ilişkisi
düşünülünce)
kriz yönetiminde sınıfta kaldığımız görmezden gelinmemeli
polis eğitimi tekrar gözden geçirilmeli, polis alımında
psiko-sosyal mülakatlar yapılmalı.
sosyal medyanın hızlı “itibarsızlaştırma” yönü yine gerek
sosyal medya gerek ana akım medya yolu ile iyi açıklamalar ve görseller
sunularak insanların farkındalığı sağlanmalı . Demokratik protesto nasıl
yapılır ? sorusuna cevap bulmalı