7 Ocak 2012 Cumartesi

Osman Konuk ve Bir Şiir olarak:Penye ve Hakikat

0 OLMASA MEKTUBUN YAZDIĞIN YORUMLAR OLMASA
Osman Konuk

iyiydik. penyelere inanıyorduk
doğum günü şarkılarına, pastalara ve mumu üfleyen kişiye
iy ki doğmuş olmanın neşeli gerekliliğine
kimyaya, ölçü ve tartı aletlerine inanıyorduk
adı fatma, fatma'ya hemen inanıyorduk
sergio leona'ya, elektrik enerjisine
adı ali, ali'ye niçin inanmayalım

iyiydik
ikinci tokatları kültürel fark kuramıyla açıklıyorduk
birincisi doğaçlamaydı zaten
üçüncü tokat ama insan haklarına aykırı
insan haklarına inanıyorduk
john locke'a ve john wayne'e
bir yerden bir yere gitmeye inanıyorduk
montlara, pamuk tarlalarına, virginia tütününe

ölülerin yönetimindeki dirilerin savaşına
ama en çok penyelere
"lili marlen şarkısı ne kederlidir"
aldık, kabul ettik; çok kederlidir
buralarda bir yerdeydi, ona da inanıyorduk
her neydiyse zaten şüphe yok inanmamıza
el kameralarına, merhamete… reno toros'a
nerdeyse iman edecektik üretimden kalkmasa

iyiydik
penyelere inanıyorduk. monogamiye ve sürprizlere
sürpriz diyen bir ağzın kibirli büzülüşüne
bikini adasına ve bahçıvan pantolonlara
kremlere ve troçki'nin dürüst biri olduğuna nedense
kiraz zamanına, tanpınar' a
istanbul dünya başkentidir cümlesine ve kepekli pirince

kayıp kardeşlere, ölü dillere, mühendislere
kayıp kardeş fikrinde kulağa hoş gelen bir şey yok mu
jodie foster'a ; hep beraber
elmalılı tefsirine, bir kısmımız
çok azımız karabaş tecvidine

terlemeye, rutubete, madonna'ya
vatan değerli bir arsadır, millî emlakçılara
devlet demiryollarına ve halkın karayollarına
çift güllü yasin kitaplarına
mor beyaz afyon çiçeklerine değil ama
bir daha: çift güllü yasin kitaplarına

kendine iyi bak dileklerine; görüşürüz
niye görüşeceksek
şadırvanlara, antik dünyaya; roma ve üç kıtaya
sözleşmelere ve sosyal sigortalara
yerlere tükürmemeye
-göklere tükürebilirsiniz-
israiloğulları israilkızlarını öldürürken
iyiydik, penyelere inanıyorduk

Goethe'den Acının Tarifi:Genç Werther’in Acıları

0 OLMASA MEKTUBUN YAZDIĞIN YORUMLAR OLMASA

“Tanrı biliyor ya, çoğu zaman bir daha uyanmama isteğiyle hatta umuduyla yatıyorum yatağıma; sabah gözlerimi açıpta güneşi gördüğümde içerliyorum.
Ah, keşke suçsuz biri olsaydım da suçu havaya, öbür insanlara ya da başarısız girişimlerime atabilseydim, o zaman bu isteksizliğimin dayanılmaz yükü yarı yarıya hafiflemiş olurdu.
Vay halime! Fazlasıyla hissediyorum ki, bütün suç yalnızca bende – hayır, suç değil bu – bütün mutlulukların kaynağı içimde gizliydi bir zamanlar, şimdi ise bütün kederimin kaynağı gizli içimde, işte o kadar.
Bir zamanlar duyumsamaların bolluğunda yüzen, adım başı bir cennetle karşılaşan, sevgisiyle bütün dünyayı kucaklayabilecek yüreği olan o kişi değil miyim ben artık?
Şimdi bu yürek ölü, içinden hiçbir coşku yükselmiyor artık, gözlerim kurudu ve insanı ferahlatan gözyaşlarıyla artık canlanmayan duygularım, korkuyla alnımın kırışmasına neden oluyor.
Çok acı çekiyorum; çünkü yaşamımın biricik coşkusunu, çevremde bana dünyalar yaratan o kutsal, o can veren gücü yitirdim; o güç yok oldu!

Johann Wolfgang von Goethe / 1749 – 1832
Genç Werther’in Acıları (s.114 – 115)




6 Ocak 2012 Cuma

Joseph Conrad-Chance/TALİH

0 OLMASA MEKTUBUN YAZDIĞIN YORUMLAR OLMASA
Joseph Conrad

Joseph Conrad: Onu Heart of Darkness/Karanlığın Kalbi ile duymuş tanımıştım ilkin.Aşağıda yazanlar ise Chance/Talih adlı romanından.


"dönme dolap dönüyor, yüzyıl da geçse aynı yere geliyoruz. ne kadar masumdur düşüncemizde süslediğimiz insanlar. dönme dolaptan indiğimiz yerde gerçek dünya çağırıyor bizi korku tüneline. gerçek orada yatıyor, saflığımızı öldüren, aşağılarken uzun sivri tırnaklarıyla yüreğimizi kanatan, acımasız, adaletsiz yargıçlar gibi insanlarla karşılaşıyoruz, her yerde..."-Chance/Talih



Çocuk ve Allah:Fazıl Hüsnü Dağlarca

0 OLMASA MEKTUBUN YAZDIĞIN YORUMLAR OLMASA


Çocuk edebiyatımız ne durumda?
Bence henüz bizde çocuk edebiyatı başlamadı. Koca koca romanlar yazıyorlar. İrili-ufaklı kitaplar yazma modası başladı.

Bu ilginin nedeni nedir sizce?

Moda ve para.

Fakir çocuk yazarlarını daha başarılı bulmanız ilginç.

Çocuğu anlıyorlar. Tek servetleri de çocuklukları.

Niçin çocuk edebiyatımızda ilerleme geç başladı sizce?

Sevgisizlikten. Anne gibi sevmeli çocuğu şair ve yazar. Çocuk edebiyatına yönelenler sevgisiz yaklaşıyorlar çocuğa. O zaman da çok yapay bir şeyler yazıyorlar. Sevgi ve doğallık da yetmez. Kalemi yazabilecek güçte olmalı. Çünkü çocuk edebiyatı en zor yazı türü. Önce anadilini çok yetkin kullanmak gerekir. Sonra sevgi, doğallık, yetenek ve dil bilinci. Ancak o zaman içindeki çocuğu görür yazar, onunla yürür. Annesinden babasından daha yakın olur çocuğa. Bu yaşta ben her çocuğun içindeyim.


Türk Edebiyatı Dergisi, Kasım 2008, Sayı 421.   röportajından bir kısım