İplenmeyen Çocukların Bahçesi: İnci Sözlük

Özet geç(e)miyorum ne yazık ki piçler! 

Her ne kadar sosyal ağ tanımı içine girmese de (bir sözlük klonu olsada) inci sözlük hakkında söylenecek hem çok şey var hemde hiç bir şey yok. İnci sözlük İnsanlığa lanet adlı manifestomsu kuruluş hikayesi 6:45 yayınlarından çıktı ve bir çok inci yazarı bile bu kitabı alıp okumadı.(idefix'de çok satanlarda ilk 100de) Şöyle bir bakarsanız fellik fellik pdf olarak arayanlar var hemde inci sözlükte entry olarak başlık açıp:  İnci sözlük İnsanlığa lanet pdf var mı diyerek!

En basit tabir ile şakanın kakaya dönüşmesine hepimiz (en azından yoğun internet kullanıcıları) şahit olduk ve popülerleştikçe gerçek anlamda anlamını yitiren bir mecraya dönüşen inci sözlüğe kısmen üzüldük. Bir zamanlar Kaan Sezyum inci için : "hareket geliştirme peşindeler, iletişim yöntemleri değişiyor onun karşısına çıkan davranış biçimleride değişiyor" mealinde bir şeyler demişti.Hareket geliştirme süreci eğlenceli ve hiperaktif bir hınzırlık içeriyordu,güzeldi. Ama devamı öyle olmadı.İnci sözlük insanlığa laneti bir arkadaşım alıp okumuş ve dediği şey sadece şuydu: "Bir tür sidik yarışı,yani diğer sözlüklerden ayrılma noktalarını daha anarşist bir pozla sergilemeye çalışmışlar ama zoraki vasat bir anlatımla." Üstüne üstlük 11tl felan. Hani anarşistliğin. Harun Yahya (Adnan Oktar) diye dalga geçtikleri adam bile zamanında kitabını ücretsiz dağıtıyordu. Larry Clark'ın Kids (1995) ve Ken Park (2002) filmlerindeki ergen çocukların hikayesi gibi bu. Bu çocuklar aidiyet istiyorlar. Bir yere bir ortama bir ütopyaya ait olmak.İşte bütün bunları en üstte ki bobiler.org sayesinde keşfettiğim kısa film içeriyor. Sosyal Medya - iplenmeyenadam  olarak her şey yerini az çok buluyor. Kısa filmi çeken arkadaş inci sözlükte ki bir yazarın yazdıklarından etkilenerek çekmiş filmi. Bence önemli bir film. Sonuçta inci sözlük takım tutmak gibi bir ruhsal mastürbasyon. Yapmak istiyorsun olmuyor ama birileri senin adına yapıyor gibi. Ki ben üniversitede ben inci sözlükte kaçıncı nesil yazarım biliyor musun diye gezen E.T. kılıklı malın önde gidenleri ile karşılaştım ne yazık ki. Biliyorsun ki bu adam felsefeden,sosyolojiden,edebiyattan,müzikten anlamıyor. Bu adam sisteme karşı olsa ne olmasa ne. O ve onun gibiler sadece var olmak için bir yer arıyor. Burası bu gün inci olur yarın ekşi yarın bir başka yer.

not: Emrah Serbes'in arka kapakta ki yazısını tamamen tribünlere oynamak olarak okudum ne yazık ki. Kendisinin iyi bir hikayeci olduğunu "erken kaybedenler" de gördük ama o sanırım fazla mal göz çıkarmaz dercesine "yeni nesil için bir isyan bir umut olabilirsiniz inciciler" diyor. Lanet olsun bu hayat lanet olsun bu sevgi diyorum kendisine.