Benim yalnız ve güzel ülkem,
Daha düne kadar genç nüfusu ile
övünenler şimdi “lan biz ne yapacağız” diye kara kara düşünüyor(dur umarım).
Onlar düşünmeyecekte ben mi düşüneceğim. Ki bu ülkede gençliğin düşüncesine bir
değer veriliyorsa bende Mustafa Keser’in askeriyim. Siyasetin kontrolsüz gücü
ile bıyığı bile terlememiş ergenlerin karşılaşmasını kimi kesimler sevinçle
izlerken kimi kesimler şaşkınlıkla izliyor. Üstelik herkesin, gençlik profilini
tanımlamak için bu olayı bekliyormuşçasına bir ağız birliği içinde olması
cabası. Kimi ise hiç çekinmeden lafı yapıştırıyor: “Böyle hükümüte böyle ergen”
. Yedinci sınıf öğrencisi Oya’nın
üstünde Red Hot Chilli Peppers t-shirt’ü ayakkabısının dibinde dönen biber gazı
kapüsülü. Bende “Under the Bridge” i severim ama köprünün altından o kadar
fazla su geçmemiş demek ki, bu ülke on yılda bir adet görüyor. Allah’tan eskisi
kadar kan gövdeyi götürmüyor. Ne olursa olsun toplumun psikolojisi bozuk hiç
kuşkusuz. Kafası bir hayli karışık. Sevgi ile nefret arasında sınır felan da
yok bizde. Bildiğin bodoslama dalıyoruz her olaya. Öyle garip bir sevgi varki
bizde, severken dövmekten beter ediyoruz. Ne de olsa bir zamanlar birini
sevdiğimizde ağaca bir kalp oyarak içine baş harflerimizi yazıp sevgimizi
gösterirken, şimdi kendi duvarımıza kitabını elimize hiç almadığımız bir
yazarın / şairin okkalı bir cümlesini/mısrasını ele güne karşı paylaşıyoruz.
Üslup değişikliğinden çok şekil değiştiriyor her şey. Eskiden posterciler arabesk şarkıcıların,
yarış arabalarının, Jan klot vandaymın, Çak morisin, Rambo’nun resimlerini
poster olarak satarken şimdi posterciler Kurt Cobain, Jimi Hendrix, Bob Marley,
Fight Club, Che Guera posteri satıyor. İşportacı diye geçme! İşportacı toplumun
hep ortada görünüp genelde görmezden gelinen ideolojisidir aslında. Bu devletin
başına ne geldiyse hep detayları görmezden geldiğinden gelmedi mi? Spiker,
seyyar satıcı teyzeye sattığı şeyin ne olduğunu soruyor. Teyze saf bir
gülümsemeyle meşhur bir adam ama çıkaramadım şimdi diyor gülerek. V for
vendetta maskeleri satan teyzenin yüzünde maske felan yok. Çok gerçek, çok
samimi, çok dürüst. Açıklama yapıp ekmek parası be yavrum bile demiyor. O en
azından neyi bilip neyi bilmediğini çok iyi biliyor. Bu maskeleri takanlar V
for vendetta nedir, Frank Miller kimdir böyle bir şeyi niye yazmış diye
sorguluyor mu? Google bu işlerden çok ünlülerin boyları ya da yaşları için
kullanılıyor. Başka şeyler de varda oralara pek girmeyeyim şimdi. Koskoca sosyoloji profesörleri, öğretim
üyeleri, sosyal medya uzmanları, yazarlar, çizerler “ yeni gençlik bir başka,
yeni gençlik çok zeki” diyor. Neye bakarak? Sağa sola yazılan mizahi sloganlara
bakarak! Mizahın içinde us bulunur ama bu adamı Aynşitayn yapmaz ki hacı. Fikfik
bir aklın ürünü olan sloganlara, duvar yazılarına bakarak yeni gençlik canavar
maşallah demek bizim çocuk zeki ama çalışmıyor demekten ne kadar farklı bir
bakış açısının mahsülüdür ayol! Hayatında sobanın üstünde kestane pişirmemiş gençlik
tweeterda sanki yıllarca baca temzilemiş gibi “hey gidi güzel günler”
diyebiliyor. Çünkü şu an ki gençliğin
sahip olduğu adam akıllı bir mazi bir nostaljinin olmayışı onları eyleme gebe
kılıyor. Darbe görmemiş, derin devletten ziyade memur olarak devletin serin yerlerinde
uyuklayan, develüasyon nedir bilmeyen, ekonomik krizin içinde yaşayıp onu
hissetmeyen bir nesil var ortada. İyi ya da kötü bir olay olsa da içinde yer
alsam gibi hastalıklı olduğu kadar anlaşılabilir bir eylem var ortada. Çünkü insanın
başına ne gelirse ya meraktan ya İnstagram’dan gelir. İnsanların öldüğü bir trafik
kazasının fotoğrafını çeken, kendi bebeklerine akla gelmez şeyler yapıp video klip
yapan, tıklanmak için tırlattığımız zamanların eteğindeyiz. Her şeyi
abarttığımız gibi eylemide,gençliğide, sosyal medyayıda yine fazla abartıyoruz.
Bu gün facebook’ta tweeter da gezi parkı eylemlerinde fotoğraf çektirip
altına “devrim var dediler geldik” yazan
ortaokullu, liseli çocuklar yarın işsiz kalacakları, ölümüne rekabetin olacağı
bir dünyaya “ keşke gelmez olaydık” diyecek kimbilir! Sonrası nerede devlet,
nerede millet nakaratı. İki ağaçla
başlayan eylem odunsu tespitlerle devam ediyor. Can sıkıntısı insana ne
eylemler yaptırıyor işte. LYS’ye haftaları kalmış Mert “eylem bahane burada ki hatunlar şahane
diyor” . Belkide en makul eylemi o yapıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
YORUM YAZMAKTAN VE PAYLAŞMAKTAN KAÇINMAYIN.YORUM YAZAN ARKADAŞLARA TEŞEKKÜRLER.